ÇANAKKALE SAVAŞLARININ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMİ VE GÜNÜMÜZE YANSIYAN BOYUTLARI
1) GENEL
Çanakkale Cephesi’nin başta deniz harekatı (Boğaz’ın zorlanması) ve onu izleyen kara hareketleri, kuşkusuz sıradan birer askeri operasyon ya da savaş olayları gibi irdelenemez.
Başka bir deyişle, Boğazlar, hemen hemen tarih boyunca dünyanın diğer bölgelerinde pek görülmemiş ardı arkası kesilmeyen mücadelelere sahne olmuştur.
Rusya’nın öteden beri bilinen boğazlar üzerinden ılık denizlere ulaşma emelleri; İngiltere’nin, “denizlere egemen olan, dünyaya hakim olur” teorisine dayanarak XIX. Yüzyıldan beri güttüğü Rusya’nın Akdeniz’e çıkmasını önleme siyaseti; Almanya’nın “Drank Nach Osten (Doğu’ya doğru) politikası; Napolyon’un, “İstanbul anahtardır, İstanbul!a egemen olan dünyaya hükmedecektir” sentezine dayanan Fransızların politik duyarlılıkları, hep boğazlar üzerinde düğümlenmektedir.
İşte boğazlar üzerindeki çıkar çatışmalarıdır ki, İngiliz ve Fransızları, Ruslardan önce İstanbul’u ele geçirerek Karadeniz Boğazı’na el atmaya yöneltmiş ve Çanakkale Cephesi’nin açılmasında başlıca etken olmuştur.
Ruslara silah ve malzeme yardımı akışını sağlamak sorunuysa, savaşın sadece görünüşteki nedenini oluşturmuştur.
SİYASİ SONUÇLARI
b. Gelibolu Yarımadası’nda elde edilen zafr, Türk’ün eski güç ve dinamizmini koruduğunu, çöküntü dönemini yaşayan ve can çekişen bir imparatorluk içindeki kahraman bir ulusun varlığını yeniden ortaya koymuştur. Bir başka deyişle, Çanakkale’de ölmesini bilenler, Türk milletinin tarihten silinmeden ilelebet var olacağını kanıtlamıştır.
c. Bu parlak zafer, Batılıların Doğulu müttefiki Rusya’ya ulaşmasına fırsat vermemiş, mahsur kalan Çarlık Rusya’sı içeriden çökerek, Bolşevikliğin pençesine düşmüştür.
d. Türk savunması aşılabilmiş ve Boğaz açılabilmiş olsaydı, savaş kısa sürede biter, Rus ihtilali patlak vermez, böylece müttefikleriyle birlikte zaferi paylaşmak da gecikmeyecek olan Rusya
e. Anlaşma Devletleri’nin Çanakkale’deki başarısızlıkları, başlangıçta savaşa katılmamış olan Balkan Devletleri’nin tutumlarını da farklı yönde etkilemiştir.
f. Örneğin Bulgaristan, Merkez devletlerinin yanında yer alırken Romanya, Yunanistan ve İtalya’nın daha bir süre savaş dışında kalmalarını sağladığı gibi, Arap ayaklanmalarını da bir yıl kadar geciktirmiştir.
g. Birleşik Filo’nun Boğaz’da uğradığı yenilgi, İngiltere ve Fransa’nın prestijini bir hayli sarsmış, özellikle İngilizlerin, denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğü imajını ortadan kaldırmıştır. Bu da onların sömürgelerindeki bağımsızlık ve özgürlük akımlarının doğusuna ve dolayısıyla dünya siyasi haritasını değiştiren bazı gelişmelere yol açmıştır.
h. Gerçekten Avustralya ve Yeni Zelanda gibi o zamanki İngiliz dominyonu deniz aşırı ülkeler askerleri, Çanakkale’de hayatlarını yitirirken dimağlarında kıvrılan birtakım sorular (Niçin, kimin için dövüştükleri gibi), onlar da git gide ulusal bilincin ilk kıvılcımlarını oluşturmayı geciktirmemiştir.
i. Nitekim, 9 Eylül 1922’de yunanlılar denize döküldükten sonra, muzaffer Türk ordularının boğazlar bölgesine kaydırılmaları üzerine, Churchill’in Avustralya’dan yeniden yardım isteğine karşı, bu ülkenin başbakanı, “Tek bir askerin hayatını tehlikeye koymayacağını ve yeniden savaşa karar verilirse, dominyondan iş birliği istenmemesi gerektiğini” vurgulamıştı.
j. Çanakkale savaşlarının dikkate değer bir ilginç yanı da aylarca gece ve gündüz dövüşen iki hasım ordu askerleri arasında, belki de savaşın kaderini paylaşmanın getirdiği bir yakınlaşma ve dostluğun gözlenmesi olmuştur.
k. İşte bu durum, savaş sonrası ülkeler arasındaki siyasi ilişkileri de olumlu yönde etkilemiş, Avustralya ve Yeni Zelanda ile anlamlı dostlukların oluşmasında etken olmuştur.
l. Öte yandan Siyonist liderlerden Vladimir Eugeueniç JABOTİNSKİ’nin “Gelibolu’daki gönüllü Yahudi Birliği’nin Hikayesi” adlı eserinde belirttiği üzere, Gelibolu’daki savaşlara katılan altı yüz gönüllü Yahudi askerinin gösterdiği üstün çaba ve başarının davalarının dünyaya tanıtılması sonucu Orta Doğu’da bugünkü İsrail Devleti’nin oluşturulmasında büyük bir rolü olmuştur.
m. Gerçekten, 2 Kasım 1917’de benimsenen “Balfour Bildirisi”, bugünkü İsrail’in kurulmasında etken olması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.
n. Çanakkale Zaferi’nin en önemli ve anlamlı sonuçlarından birisi de, Doğu’nun en büyük imparatorluğu Çarlık Rusya’nın yıkılması yanında,ülkesinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu’nda da,ilk yarayı açmaya yetmiş olmasıydı. Böylece emperyalizm tam çökmüş olmasa bile bir hayli sarsılmıştı.
ASKERİ SONUÇLARI
b. 18 Mart yenilgisinden sonra, karaya yöneltilen çıkarmalarla başlatılan ve dönemin en güçlü zırhlılarının cehennem ateşleri altında günlerce süren mevzi savaşlarında Türk askerinin hiç sarsılmayan mücadele,azim ve direnişi ile karşılaşan İngiliz ve Fransızlar, daha fazla dayanamayıp bu kez de yarımadayı terk etmek zorunda kalmışlardır.
Böylece karada kazanılan bu ikinci zaferle de, Türk Ordusu’nun Balkan Savaşı’nda sarsılan prestiji kurtarılmıştır.
c. Çanakkale Savaşları Mustafa Kemal (Atatürk) gibi bir dahiyi yaratmış, Birinci Dünya Harbi’ni izleyen Türk Milli Mücadelesi’nin bu eşsiz liderini Türk Ulusu’na kazandırmıştır.
d. Bu zafer, İngiliz ve Fransızlar’ın, Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakarak Almanya’nın güneydoğudan kuşatılmasını amaçlayan stratejisini boşa çıkarmak suretiyle savaşın iki yıl uzamasına neden olmuştur.
e. Boğaz’ın açılmaması, Rusya’yı yalnız silah ve malzeme yardımından yoksun bırakmakla kalmamıştır. Aynı zamanda yarım milyonu bulan İngiliz ve Fransız askerini bu cepheye çekerek Alman Cephesi’nden uzakta tutmuş ve Almanya’nın Doğu Avrupa Cephesi’ndeki harekatını kolaylaştırmıştır.
f. Çanakkale’de kazanılan zafer, Türk’ün bittiği sanılan askeri gücünün tükenmediğini, koşullar ne kadar ağır olursa olsun iyi yönetildiği takdirde, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güç ve inanca sahip bulunduğunu dünyaya kanıtlamıştır.
j. İngiliz ve Fransızların yalnız donanmayla hedefe ulaşma çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması onları, kara kuvvetleri ile Yarımada’ya çıkarma operasyonları düzenlemeye yöneltmiştir.
Ne var ki, bu yöndeki çabalarının da, beklenen sonucu vermeyeceğini anlayan İngiliz ve Fransızların, mevzii savaşlarına dönüşerek, asırlarca süren çetin Türk direnişi karşısında, geç kalmış olsalar da Yarımada’yı boşaltma kararı almak zorunda kaldıkları bir gerçektir.
l. Aslında İngilizler, Yarımada’nın boşaltılmasını çok iyi planlamışlar, büyük bir gizlilik içerisinde ve ustaca da uygulamasını bilmişlerdir. Nitekim onlar bu sayede Yarımada’daki kuvvetlerini hemen hemen hiç kimseye zarar vermeden çekebilmeyi başarmışlardır.
SOSYO-EKONOMİK SONUÇLARI
b. Keza boğazlar açılabilseydi; Tuna yolu da yeniden trafiğe açılıp Karadeniz’de toplanacak çeşitli devletlere ait 129 parça ticaret gemisinden yararlanma fırsatı elde edilmiş olacaktı. Böylece uluslar arası ticari ilişkiler, olumsuz yönde etkilenmeyecekti.
c.Kısaca denebilir ki; boğazların kapalı tutulması sayesinde, iki yıl uzayan savaş boyunca Anlaşma Devletleri’nin ekonomilerinde sıkıntılar yaratılmıştır. Bu durumsa, özellikle Rusya’yı bunalıma sürüklemekle kalmamış, bu yüzden rejim değişmiş (Komünizm gelmiş) ve bu devlet savaş dışı kalmıştır.
d. Çanakkale Zaferi’nin, yukarıda açıklanan uluslar arası ticari ve ekonomik alandaki etkileri yanında Türk Ulusu, 210.000-218.000’e ulaşan zayiatı arasında binlerce okumuş aydınını da birlikte yitirmiştir.
Gerçekten, kesin olmayan sayılara göre, 5.000’den fazla öğretmen, mülkiyeli,tıbbiyeli ve Türk ocaklarında yetişmiş aydın personelinden yoksun kalmıştır.
Böylece o günün koşullarında beyin takımı denebilen ve küçümsenmeyecek sayıları bulan bu gibi kayıpların, savaş sırasında olduğu kadar, bunu izleyen Kurtuluş Savaşı’mızda da olumsuz etkileri görülmüştür.
Bundan başka Cumhuriyet’in ilanından sonra, ATATÜRK’ün başlattığı inkılaplar ve buna paralel yapılan reformların, kitlelere yaygınlaştırılıp mal edilmesinde de hayli sıkıntılara düşülmüştür.